KaRDeLeN - Dua'lar
   
 
  Ana Sayfa
  İletişim
  Anlamlı Sözler
  Tv İzle
  Kardelen Şiirleri
  Denemeler Bana Özel
  Sevgi Üzerine Hikayeler
  Dua Dinle
  Dua'lar
  Mevlana
  Esmaül - Hüsna
  ÇENGELKÖYDE SATLIK BİNA
  Sağlık
  SONSUZ SIR OLAN İNSAN
  Ruh eşim nerdesin
  KENDİNİZ İLE BAĞLANTIYI SEVMEK,
  Renklerle Karakter Analİzİ
  İndigodan Kristale Geçiş Krizleri
  AN'I YAŞAMAK‏
  SES NEDİR ? SESİN TANIMI
  - AURA VE ENERJİ ALANI NEDİR?
  Korkuları Temizleyen ve Kalp Çakrasını Açan Şifa Meditasyonu
  karma -neden sonuç yasası ve işleyişi‏
  “İçine baktığında, bunu sevgiyle yap.”
  AYNALIK ÇALIŞMASI‏
  endişe için olumlamalar‏
  Denge olumlaması‏
  Pozitife odaklandım.
  İYİLEŞTİRİCİ ONAYLAMALAR
  KENDİNİ SEVME
  SEVGİ VE SEVGİ İLİŞKİLERİ
  Bolluk ve bereket içindeyim.
  OLUMLU ONAYLAMA YÖNTEMLERİ
  KENDİNE ŞANS YARATMA
  ETERİK KORDONLAR (BAĞLAR) İLE İLGİLİ
  SEZGİLERİNİZİ GELİŞTİRMEK İÇİN
  HAVVASIN ÖZÜ
  İKİZ RUHLAR - EŞ RUHLAR (by Solomae Sananda)

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil murselinAllahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil mucahidin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil şahidin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil haifin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil haşiin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil taiim
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil taibin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil abidin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil hamidin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil salihin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil raikin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil sacidin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil kalmin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil kaidil
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil müttakin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil müstağfirin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil nadimin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil şakirin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil hafızın
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil zakirin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil akılin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil muhsınin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil ekremin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil münzirin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil mübeşşirin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil tayyibin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil nebiyyin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil aiimin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin elnebiyye elzekiyye elnekiyye
Allahümme salli ve sellim barik ala seyyidina Muhammedin elkureyşiyye, elhaşimiyye
Allahümme salli ve sellima ala seyidina Muhammedin elmedeniyye elarabiyye elmukarremi yevmelkıyameti
Allahümme salli ve sellim  ve barik ala seyyidina Muhammedin seyyidi ehlil cenneti
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin sahibilmakamil mahmudi
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin sahibissıratiilmüstekimı
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin efzalil evvelinevelahirin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin  ve ala cemiilenbiyai velmürselilne ve ala cemlilmelaiketil mukarrebine ve ala ibadillahissalihine min ehlissemavati ve ehlilardeyne ve aleyna maaküm ecmalne birahmetike ya erhamerrrahimine ve sallallahulala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellüm ecmain.

  
DİLEK DUASI
           
TEVBE SURESİ 129.ayet.(.Fe in tevellev fe kul hasbiyallahü la ilahe illa hu aleyhi tevekkeltü ve hüve rabbül arşil azıym)

anlamı:Eğer aldırmazlarsa de ki:
"Bana Allah yeter! O'ndan başka 
ilah yoktur! Ben O'na
dayanmaktayım ve O, 
o büyük Arş'ın sahibidir!" 


bu dua cumartesi gunleri 1900 defa 
okunuyormus ve bir sonraki 
cumartesiye kadar dilek Allahın
izniyle kabul oluyormuş,arkadaşlar 
ben denemedim ama deneyen 
arkadaşların yorumlarını okudum 
etkili olduğu söyleniyor,
yanlız şükür ve salavatla başlanırsa 
daha iyi olur diye düşünüyorum
rabbim herkesin 
hayırlı dileklerini kabul etsin inşallah.

 

KALP GÖZÜNÜ AÇMAK VE HER

TÜRLÜ HACET İÇİN

*haceti olan kimse 2 rekat namaz 
kılıp hemen ardından yine kıbleye
dönerek 152 kere İnşirah
 süresini okusun ve hacetini 
belirtsin, şüphesiz Allah o kişini 
hacetini kabul eder.
* bu duayı çokça okumak
 kalp gözünün açılmasına !,
 zorlukların giderilmesine, 
rızık celbine vesiledir.
(Arif pamuk- hacet duaları)

Bismillahirrahmanirrahim 
Elem neşrah leke sadrek, Ve
vada'na 'anke vizreke, 
Elleziy enkada zahreke, Ve 
refa'na leke zikreke,
Feinne me'al'usri yüsren, İnne
 me'al'usri yüsren,
 Feiza ferağte fensab,Ve ila 
rabbike ferğab .


meali: Biz, senin göğsünü
 yarıp-genişletmedik mi?
 Ve yükünü indirip-atmadık mı?
 Ki o, senin belini
 bükmüştü; Senin zikrini (şanını)
 yüceltmedik mi? 
Demek ki, gerçekten zorlukla 
beraber kolaylık vardır. 
Gerçekten güçlükle beraber kolaylık 
vardır. Şu halde
 boş kaldığın zaman, durmaksızın 
(dua ve ibadetle) 
yorulmaya-devam et. Ve yalnızca
Rabbine rağbet et.
Allah dualarınızı kabul etsin Amin 


YA ERHAME'R RAHİMİN 

 

Allahın bir melegi vardır ;sıf, 
(YA ERHAME 'R- RAHİMİN )

(Ey merhamet edenlerin 
enmerhametlisi )diyenleriçin görevlendirilmiştir.

Kim onu 3 defa söylerse ,ona: allah 
karşındadır;

Ondan ne istersen iste der 

bütün dualar kitapından

 

 ALLAHIN HANGI ADI 
NEYE ŞİFA VERİRİ

Niyazi Altılar'ın Hayatın büyük 
sırrı 5. Element adlı
kitabı geçtiğimiz aylarda kitapçı
 raflarında yerini aldı. 
Dini içerikli bir bireysel gelişim
 ve moral motivasyon 
kitabı olan eser benzerlerinden
 bir hayli farklı. 
Kendisini sosyolog yazar ve liderlik 
uzmanı olarak 
tanımlayan Uludağ Üniversitesi
 Fen-Edebiyat Fakültesi 
Sosyoloji Bölümü mezunu olan 
Niyazi Altılar'ın İslami 
literatürle kaleme aldığı eserinin
bölüm başlıkları, 
'evrendeki ilahi sır, içimizdeki 
ilahi sır, hayatın büyük sırrı,
 sevginin birleştirici gücü, sevginin
 iyileştirici gücü, 
sevginin geliştirici gücü, bilgelik 
kaynağı sevgi, özgürlük 
kaynağı sevgi, sonsuzluk kaynağı 
sevgi, kendimizi 
sevmeyi öğrenmek, hayatı 
sevmeyi öğrenmek, evrensel
 yasa: çekim yasası, affetmek ve
 sevgi yasası, 
iyi niyet ve sevgi yasası, dürüstlük
 ve sevgi yasası, 
kozmik bilinç ve 5. element,
 koşulsuz sevgi ve 5. element, 
Yunus Emre ve koşulsuz sevgi ... 
şeklinde adlandırılmış...

Kendi adına açılmış
 bir de internet 
sitesi bulunan 
yazarın eserindeki 
en ilginç bölüm 
ise hiç kuşkusuz
 Allah'ın güzel isimlerinin evreni 
şekillendiren özelliklere sahip 
olduğunu hatırlatması ve onlanın şifa 
kaynağı olarak kullanılabileceğini 
belirtmesi. Yazarın Oksiyen 
yayınlarından çıkan eserine göre 
her isim değişik organlar için şifa
 kaynağı hükmünde. 

Ünlü İslam alimlerinden 
Erzurumlu İbrahim Hakkı'nın
 Mukaddime adlı eserinde zirveye
 çıkan haliyle şahit olduğumuz 
tarzda dini bilgilerin günün
bilimsel 
verileri ışığında harmanlanmasıyla
halkın da anlayacağı tarzda 
sadeleştirilmesinden oluşan 
yazım tarzı bu eserde en modern
şekliyle okurlara sunuluyor. 

Esmaül Hüsna için "bedeni ve
 zihni, öfke, nefret, eleştiri, hüzün,
 pişmanlık, kıskançlık, korku 
ve günah duygusundan meydana
 gelen zehirleri temizleyen en
 etkili güçtür. Hastalık genelde
 bedenin herhangi bir yerinde 
enerjinin işlevini yapmaması 
sonucunda oluşur. 

"Öfkelendiğimizde, bedenimizde
 öldürücü bir zehir
 meydana gelir. Eğer bu
 zehir nötralize 
edilmezse bazen 
uzun vadede 
ölümle sonuçlanır.İşte bu zehrin 
de en büyük panzehiri 
Esmaül  Hüsna'dır" 
tarifini yapan yazar
 bazı rahatsızlıkları ve onlara iyi 
gelecek adları listeliyor; 

İşte bazı rahatsızlıklar 
ve ona şifa
 verecek 
Esmaül Hünsa: 

Kulak için: EsSemi 
Omurga için: El Cabbar 
Saç için: El Bedi' 
Adaleler için: El Kavi 
Kalp Kasları için: ErRezzak 
Atardamarlar için: El Cabbar 
Kanser için: Celle Celaluhu 
Burun için: Latif- Ğani- Rahim 
Bacak için: ErRafi' 
Göz - damarları için: 
El Muteal 
Kolon için: ErRauf 
Karaciğer için: En Nafi' 
Prostat için: ErReşid 
Yağ keseleri için: En Nafi' 
İdrar kesesi için: El Hadi 
Akciğerler için: ErRazık 
Kemikler için: En Nafi 
Dizler için: ErRauf 
Saç Kepeği için: Celle Celaluhu 
Kalp için: En Nur 
Kalp Damarı için: El Vahhab 
Sinirler için: El Muğni 
Migren için: El Ğani 
Guatr için: El Cabbar 
Göz için: EnNur-Basir-Vahhab 
Mide için: ErRezzak 
Böbrek için: El Hayy 
Bağırsaklar için: EsSabur 
Pankreas-Şeker hastalığı için:
El Bari 
Rahim için: El Halik 
Romatizma için: El Muheymin 
Ğudde teymusiyye
 için: El Kavi 
Göz Siniri için: EzZahir 
Tansiyon için: El Hafid 

Yazar eserinde, "türlü
ihtiyaçların giderilmesine
yönelik şu zikir tekniklerini 
deneyebilirsiniz" tavsiyesinde
de bulunuyor: 


Sağlıklı bir ömür için 
El- Vasi 
İyi bir idareci olmak için
 El-Vali 
Yeni bir iş kurmak için 
El-Hakim 
Küsleri barıştırmak için 
El- Cami 
Bolluk ve 
bereket için 
El- Hamid 
Bedenen güçlü 
olmak için 
El- Kaviy 
Sevmek ve
 sevilmek için 
El- Vedud 
Daima yükselmek için 
El- Mukkadim 
Birinin elinizden
 tutması için
 El-Veli 
Her meselenin
 çözümü için
 Ez- Zahir 
Birilerine iyilik 
yapmak için 
El- Latif 
İlim ve irfanınızın 
artması için 
EL-Alim 
Cesur ve atılgan 
olmak için 
El -Kahhar 
Alacaklarınızı 
tahsil etmek için 
El-Bais 
Hafızanızın
 kuvvetlenmesi için
El- Habir 
İzzet ve şerefinizin 
artması için
 El- Mecid 
Ağır hastalıklardan 
korunmak için 
El-Mümin 
İkna kabiliyetinizin 
yükselmesi için
 El- Azim 
Kaybettiğiniz bir 
şeyi bulmak için 
El- Vacid 
Üzüntü ve 
sıkıntıdan kurtulmak için
 El Halik 
Yaşamda neşeli ve 
enerjik olmak için 
El-Hayy 
İşlerinizde daha
 başarılı olmak için
 El- Muhyi 
Kötü alışkanlıklardan 
kurtulma için 
Er- Reşit 
Kötü birinin
 uzaklaştırılması için 
El- Muahhir 
Zekanızın daha kuvvetli 
olması için
 El- Muhsi 
Herhangi bir hedefe 
ulaşmak için
 El- Musavvir 
Eşinizle aranızın daha
 iyi olması için
 El- Muksit 
Hatırı sayılır insanların 
sizi sevmesi için
El- Vali 
Şansınızın ve
 talihinizin açılması için 
Eş- Şekkkur 
Elinizdeki fırsatları 
değerlendirmek için
 El- Muid 
Elinizdeki bir şeyi 
muhafaza etmek için
 Er-Rakib 
İhtiyacınız olan bir 
şeyi elde etmek için 
El- Mukit 
İnsanlardan hürmet 
ve saygı görmek 
için El- Kebir 
Sizde eksik olan bir
 şeyi tamamlamak
için El- Mukit 
Arzu ve isteklerinizin 
kabul olunması
için El- Mucib 
İşinizde yükselmek ve kariyer 
yapmak için 
Er- Rafi 
Çocuklarınızın size
 daha itaatkar 
olması için 
El- Hadi 
Maddi ve manevi 
anlamda güçlü 
olmak için
 El- Metin 
Sizde eksik olan bir şeyin 
tamamlanması için El- Cebbar 
Şefkatli ve merhametli olmak için
 ER-Rahim, Er-Rahman 
Aranız açık bir 
arkadaşınızla barışmak 
için Celle Celelahü 
İnsanlar arasında 
başı dik ve alnı 
açık gezmek için El- Hasib 
Size zarar verecek kişilerin sizden 
uzaklaşması için Ed- Darr 
Başkalarını duygu 
ve düşüncelerini 
anlamak için 
El-Müheymin 
Birinin gücü ve varlığı
 karşısında zayıf 
kalmamak için
 El-Müzill 
Başladığınız bir işi 
başarıyla sonuna
kadar ***ürmek için 
El-Vekil 
Zihinsel,ruhsal ve
 bedensel olarak 
organize olmak için
 El-Kayyum 
Herhangi bir konuda 
haklı olduğunuzu 
ispatlamak için 
El- Hakem 
Birine yaptırmak 
istediğiniz işinizin
 kolaylıkla olması için 
El-Rezzak 
Maddi ve manevi
 anlamda sıkıntıya
 düşmemek için 
El-Muğni, En-Nafi 
Olmadık yerden 
başınıza felaketlerin 
gelmemesi için
 El -Mani, Es-Selam 

"Esmâ'ul hüsnâ bilgisi, 
Allah-âlem 
ilişkisine ışık tutması 
ve sonuçta Allah'ı tanıtması 
açısından önem 
taşımaktadır" 
diyen yazar Niyazi
 Altılar, Esmaül 
Hüsna'nın insanı
 
mutluluğa, huzura, 
sağlığa ve başarıya 
ulaştıran bir enerji 
ve şifa kaynağı 
olduğunu savunuyor 
ve özelliklerini 
şöyle sıralıyor: 

"Esmaül Hüsna, 
insanın içinde eksik 
olan enerjileri
 tamamlar, zarar veren
 negatif enerjileri
 de yok eder ve
 kişiyi rahatlatır.
Çünkü Esmaül Hüsna;
Sizde Allah
hakkında yücelik 
ve aşkınlık hissi uyandırır. 
Kalplere huzur ve 
sükûn verir, lütuf
 ve rahmet ümidi telkin eder. 
Esmaül Hüsna, 
fiziksel, psikolojik ve 
zihinsel sorunların 
çözümlenmesine
yardım etmesi ve
 diğer pozitif
etkileri hem iş 
yaşamında hem 
duygusal yaşamınızda
 hem de sosyal 
ilişkilerinizde sizi 
destekleyecek 
ve çok daha 
mutlu bir insan 
olmanıza yardım 
edecektir. 

Yüce Yaratıcı,
 kâinat ağacının
meyvesi olan insanın
 kalbini 
kendine bir nevi
 arş yapmış,
Hadis-i Kudsîde
 "Yere göğe sığmam,
mü'min kulumun 
kalbine sığarım" 
buyurarak ona ne
 kadar önem 
verdiğini çok açık
 bir şekilde göstermiş.
Bu sebeple insan 
kalbi de yalnız
ve yalnız Ona
 yönelmekle ve Onunla 
olmakla huzura erebiliyor.
 Kur'an-ı 
Kerim'de, "Dikkat edin!
 Kalpler 
ancak Allah'ın zikri 
ile mutmain 
olur, huzura kavuşur!"
 (Ra'd Suresi, Ayet:28)"

 

İNSANLARI ALLAH'A (C.C)
YAKLAŞTIRAN YOLLAR

Elhamdülillâhi
 Rabbi’l-âlemîn. Ve’s-salâtü
 ve’s-selâmü alâ 
Rasûlinâ Muhammedin 
ve alâ âli seyyidinâ 
Muhammedin ve 
ashâbihî ve ezvâcihî 
ve evlâdihî ve 
etbâihî ve ehl-i beytihî
 ve ümmehâtihî
 ve ebîhi bi-adedi külli 
şey’in fi’d-dünyâ 
ve’l-âhireti ve kezâlik. 
Ve’l-hamdü lillâhi
 Rabbi’l-âlemîn.


“İnsanları Allah’a 
götüren yollar, 
mahlûkatın nefeslerinin 
adetleri kadardır.”
 

Bu yollar ise gelmiş 
geçmiş bütün
 peygamberlerin 
açmış oldukları yollardır. 
Her peygamberin
 kendisinden sonraki
 peygamberlerle
 risâlet görevi sona
 ermiştir. Rasûl-i 
Ekrem (s.a.v)’e 
gelinceye kadar
 her peygamber bir 
evvelkinin hükmünü
 nesh etmiştir. 
Böylece Efendimiz’e
 (s.a.v) gelinceye 
kadar bütün 
peygamberlerin 
yolları kapanmıştır. 
,0
Kıyamete kadar Cenâb-ı
 Allah’a gidecek 
yegâne yol Rasûlullah
 (s.a.v)’in yoludur. 
Ve bu yol kıyamete 
kadar açık bir şekilde
 kalacaktır.
 Çünkü Cenâb-ı 
Hakk’ın emri böyle 
tahakkuk etmiştir.

Bizim bu yazımızda
 anlatmak istediğimiz;
 Allah’ın yakınlığına
 erdiren yollardır. 
Bu yolların kaynağı
 da Rasûl-i Ekrem 
(s.a.v)’dir. Allah’ın
 yakınlığına erdiren 
yolların kapıları tıpkı
 Cennet’in kapıları
 gibi sekizdir.
 Bu kapılar, Cennet’teki gibi 
yan yana olmayıp
 art ardadır. İlk kapı 
olan akıl kapısından 
giren, sevgi kapısına
 gelir. Bu şekilde 
art arda gidilerek bir 
önceki kapıya 
gelmeden bir 
sonrakine ulaşmak
 mümkün değildir.

Her kapı bir sonrakinin 
ön şartıdır.
 İşte Allah’ın 
yakınlığına erdiren
 yolların kapıları
 şunlardır:

1. Akıl kapısı,

2. Sevgi kapısı,

3. Îman kapısı,

4. İlim kapısı,

5. İhsan kapısı,

6. İhlâs kapısı,

7. Tövbe kapısı,

8. Rıza kapısı.

Şimdi de bu 
kapıları sırasıyla 
açıklayalım:


1. AKIL KAPISI
Akıl; çirkini-güzeli, 
eğriyi-doğruyu,
 hakkı-batılı bilerek, 
hakkı bulup onda 
sükûn eden 
melekeye denir. 
Zira Rasûl-i 
Ekrem Efendimiz hadis-i 
şeriflerinde aklı; 
“İnsana Allah’ı 
bulduran, ona 
îmanı öğreten ve 
Allah’a itâate sevk
 ettiren” bir
 meleke olarak tarif
 etmişlerdir. (1)


2. SEVGİ KAPISI

Sevgi; herhangi
 bir şeye karşı aşırı 
ilgi duymaya denir. 
Sevgi ikiye ayrılır:

a) Hakk için olan sevgi,

b) Halk için olan sevgi.

Hakk için olan sevgi, 
güzel ahlâkın 
tebeyyünleri ile 
ortaya çıkan
 güzelliklerdir.
 Meselâ; hiç
 tanımadığı hâlde
 bir insana güzel 
ve kibarca davranıp
 onu misafir 
etmek, yedirip 
içirmek, ihtiyaçlarına 
gücü yettiğince
 yardımcı olmak, 
yapılan eziyetlere
 tahammül etmek 
insanı Allah’a îman 
etmeye kadar götürür.

Halk için olan sevgide
 ise, belki
nefsin hoşuna giden 
menfaatler olabilir;
ama sonunda, 
nefsin menfaatlerinin
 neticesi olarak
 ortaya çıkan hareketler
 insanı Hz. Allah’ın 
gazabına ve 
Cehennem’e götürür.

3. ÎMAN KAPISI

Îman; bütün 
yaratılmışlar; 
put, tağut
 ve tapılan diğer
 mahlukları bir yana
 itip onları yaratan 
Hallâku’l-Âlemîn 
olan Allah’ı ve O’nun 
Rasûlü’nü 
tasdik etmektir.

Bütün maddeleri;
 madenleri, taşları, 
toprakları, ağaçları,
 suları, güneşi, 
ayı yaratan sadece
 Hz. Allah’tır.

Cenâb-ı Hakk, putperest 
insanların
 tapmış oldukları putların
 maddelerini
 (taş, toprak, güneş gibi)
 yaratmıştır.
 Bilahare insanlar 
Allah’ın yarattığı 
madenlere, taş ve 
topraklara kendi 
elleriyle şekil 
vererek put haline 
getirmişlerdir.
 Bu putları da 
kendilerine ilâh 
olarak ittihaz
etmişlerdir. Böylece
 şirke düşmek 
suretiyle îman
 nimetinden mahrum
 kalmışlardır.
 Hâlbuki insana 
Allah
katında değer kazandıran
 îmandır. 
Îmansız insanın
 Allah katında 
hiçbir kıymeti yoktur.

4. İLİM KAPISI

İlim; Hz. Allah’ı bilmek,
 O’nu 
tanımak, O’nun
 emirlerini yerine
getirmek ve kişinin 
kendi nefsinin
acziyetini bilmesidir.
 İmam Mâlik 
(rh. a):
 “İlim çok rivâyet 
etmek değildir; 
ancak ilim Allah (c.c)’nun
 kalbe
bıraktığı bir nurdur
 (marifetullah
nuru yani Allah’ı 
bilmektir.)”
buyurmuştur.(2)


5. İHSAN KAPISI

Amel; Cenâb-ı Hakk’ın 
emir ve
 nehiylerinin insanlar
 tarafından
 fiiliyata 
dökülmesine denir.

Rasûl-i Ekrem (s.a.v) 
bir hadîs-i 
şeriflerinde: “İhsan, 
Allah’a onu
 görüyormuşsun 
gibi kulluk 
etmendir.
 Sen onu 
görmüyorsan
 da O seni 
mutlaka görüyor” 
(3) buyuruyor. İşte
 Allah’ın gördüğünü
 düşünerek 
yapılan ibadet, 
ihsan makamıdır. 
Kulun Allah’a
 karşı olan 
yakınlığının 
arttığı bir makamdır.
 Bu makama
ulaşabilmek 
için de Allah’ın 
rızasına, Efendimiz
 (s.a.v)’in sünnetine
uygun hareket edip
 bu hareketleri
devamlı yapmak gerekir.

6. İHLÂS KAPISI

İhlâs odur ki; riyanın
 zıddıdır. Riyâ;
 gösteriş için amel 
yapmaya denir. 
İhlâs ise, sırf Allah
 için amel 
yapılmasıdır.

İhlâs; Cenâb-ı 
Hakk’ın rızası için 
yapılan amellerdeki
 öze denir. İhlâsı 
bulabilmek için
 şevkle Rasûl-i Ekrem
 Efendimiz’in 
sünnetlerine yapışmak
 gerekir. Aksi
 takdirde ihlâsı bulmak 
mümkün değildir. 
Cüneyd-i Bağdadî 
(rh. a): “İhlâs 
Allah ile kula arasında 
bir sırdır. Melek
 bilmez ki yazsın,
şeytan bilmez ki 
bozsun, heva bilmez 
ki eğsin.”


7. TÖVBE KAPISI

Bu makamda 
çok tövbe edip Cenâb-ı
 Hakk’tan af ve 
mağfiret dilemeli ki, 
Cenâb-ı Hakk 
kulunu affetsin.

Peygamber Efendimiz 
(s.a.v)’in hiç 
günahı olmadığı 
hâlde günde 100 defa
 Allah’a tövbe ve 
istiğfar yapardı.

Buradaki tövbe, kişinin 
bir günah 
işlemesinden dolayı 
yaptığı tövbe 
değildir. Zira Rasûl-i 
Ekrem
(s.a.v)’in hiç bir 
günahı yoktu.
Kişinin acziyetinin 
ve kulluğunun
Cenâb-ı Hakk 
karşısında ne kadar
zayıf ve biçare 
olduğunun ifadesidir.
işte burada o kul, yaptığı
 her
amelin Cenâb-ı Allah’a 
lâyık 
olmadığını,Allah’ın
 şanı karşısında 
yaptığı bütün
 amellerin noksan
 kaldığını kabul eder. 
Nitekim
Efendimiz (s.a.v) 
bir duasında:
“Ey ibadet 
edilmeye lâyık olan
Rabbim!Seni 
hakkıyla tanıyıp 
Sana kulluk 
edemedim.” (4) 
buyurmuştur. 
O ki Âlemlerin
Habîbi’dir. O böyle 
söylediği takdirde
hiç bir kulun, hiç bir 
amelinin Allah’ın 
şanına lâyık olduğu 
söylenemez.

İşte bu tövbe kapısında 
kul, Allah 
Teâlâ karşısında
 devamlı acziyetini 
kabul edip, 
boynunu büktükçe
Cenâb-ı Hakk onu bir 
sonraki kapı olan
 rıza kapısına 
çeker.

8. RIZA KAPISI

Rıza; îmandan 
sonra bütün makamları 
içine alan en büyük 
bir makamdır. 
Kişi bu makamda 
bütün hareketlerini
Cenâb-ı Hakk’ın 
rızasını kazanmak
için yapar. Yarattığı bütün 
mahlûkata sırf O’nun için hizmet 
ederek Allah’ın hoşnutluğunu 
kazanmaya çalışır. Bu makamı elde 
edebilmek için bütün
 güzel ahlâklar 
yaşanmaya çalışılmalıdır. Bu 
makam için;kişi Rasûl-i Ekrem 
Efendimiz’in günlük 
bütün sünnetlerini
 yaşamaya
çalışarak,
 O’nun ahlâkıyla
ahlâklanmalıdır.

Öyle olur ki; artık 
Cenâb-ı Hakk
ondan razı olur.
 Allah Teâlâ
ondan razı  olunca 
âyetleriyle
de müjdeler. 
“Ey mutmain 
olmuş nefs! Sen 
Allah’tan,O da 
senden razı olarak
 Rabbine dön!” 
(5) âyeti onun 
ruhunda tecellî eder. 
Bu tecelliyle o
 kişi anlar ki, 
Rabbü’l-Âlemîn
 ondan razıdır. 
Rasûlullah (s.a.v.) 
buyurdular ki:

“Allah bir kulu 
sevdi mi Hz. 
Cebrail (a.s.)’a:
 ‘Allah falanı 
seviyor, onu sen de sev!’ 
diye seslenir. 
Onu 
Cebrail de sever.
 Sonra o,
sema ehline:
‘Allah falanı 
seviyor, onu siz de 
sevin!’ 
diye nida eder, 
derken, bütün sema 
ehli de onu 
sevmeye başlar. 
Sonra onun için 
arz halkı
(insanlar) 
arasına hüsn-ü
kabul konur.” (6) 
Îman sahipleri, 
Allah sevdirdiği
 için o kişiye
ellerinde
 olmayarak hürmet
ve hizmet ederler. 
İşte böylece
rıza makamı 
Cenâb-ı Hakk’ın 
hoşnutluğunu 
kazanmaktır.

***
Buraya kadar 
anlattıklarımız
kulun kendi cehd ve 
gayretiyledir.
Yani kul çalıştığı 
ve gayret
ettiği nispette bu 
kapıları geçer;
ama bundan
 sonraki aşk
kapısı tamamen 
Cenâb-ı Hakk’ın ictibasıyladır 
(seçmesiyledir).
 Bu kapıdan
herkes giremez. 
Yani kul kendi
cehd ve gayreti
 ile bu kapıdan
giremez.
 Ancak Cenâb-ı
Allah’ın seçip 
çektikleri girebilir. 
Onun içindir ki 
bu aşk kapısı 
yukarıdaki diğer
 sekiz kapıdan
ayrıdır.

Şimdi de aşk 
kapısını izah edelim:

AŞK KAPISI

Aşk öyle bir şeydir ki; tarifi
mümkün değildir. Aşk öyle 
bir ateştir ki; ne közü
bellidir, ne rengi görünür, 
ne de dumanı vardır.

Cenâb-ı Hakk’ın seçip 
çekmesine 
“ictibâ yolu” denir. 
İctibâ yolu,
en yüksek, en yüce,
 en şerefli bir yoldur. 
Burada
kuldan değil, 
Rabbü’l-Âlemîn’den
talep vardır. 
İşte Allah’a en 
yakın kullar bu 
ictibâ yoluyla 
çekilen kullardır ki, 
bunların 
içinde “veysîler” 
de vardır. 
Bunların sayıları
 azdır; fakat 
çok yüce bir tabakadır. 
İctibâ
yolunun sertâcı önce Rasûl-i 
Ekrem (s.a.v),
 ondan sonra 
Hz. Fâtımatü’z-Zehrâ 
(r.anhâ)’dır.
Daha sonra Sahâbîler,
Sahâbîlerden sonra da 
Hz. Veysel Karânî (k.s)’dur. 
Ve daha sonra mezhep
 imamlarımız, 
tasavvuf pirleri 
ve velîlerdir. 
Hazret-i Abdülkâdir 
Geylânî
(k.s) ise Sahâbîler
 hâriç,
bütün velîlerin
 ve pirlerin
üstâdıdır. Bütün pirler ve 
velîler, emirleri 
ondan alırlar.
Kıyamete kadar böyle
devam edecektir.

Aşkın öyle bir harareti
 vardır ki;
kendinden başka 
içine düşen
her şeyi yakar bitirir.
Mesela; bir yerde
 çok kuvvetli
bir ateş olsa, 
o ateşin için
 ne atsan hepsini yakar. 
Ağaç,kumaş, kağıt, cam, 
maden ne
 olursa olsun hepsini eritir, 
kendine 
döndürür, kendi 
gibi ısı vermeye
 başlar.

İşte aşk, kendinden
 başka hiçbir şey 
bırakmaz. Yani, 
Hz. Allah’ın sevgisi 
bir gönülde varsa,
 ikinci bir
sevgi oraya giremez,
Aşkullah
onu yakar bitirir.
 Zaten kalpte
iki sevgi olmaz. 
Hz. Allah
kalpteki sevgiye
 ortak kabul etmez.
Bu kalbe ne dünya,
 ne de âhiret 
nimetlerinin hiç 
birisi sokulamaz.

Aşk, sevgiyle başlar; 
ama insan 
kendi cüz’î iradesiyle 
sevgiye talip 
olur. Sevgi kapısından 
herkes
girebilir. Aşk 
kapısından ise 
herkes giremeyip, sadece
 Cenâb-ı Hakk’ın 
içeri aldıkları 
girebilir. Aşk kapısından
 içeri giren, 
Cenâb-ı Hakk’tan 
başka bir şey 
düşünemez. Herhangi 
bir mecliste,
 herhangi bir yerde
 Allah’tan 
bahsedilmeyince 
orası o kişiye en
 büyük işkence mahalli 
ve zindan olur.
 Oradan bir an
 önce kurtulmak ister.

Cenâb-ı Hakk’ın bu 
aşk nimetinden
verdiği kimseler uzakta
 dahi olsalar
birbirlerini deli 
gibi severler. 
Karşılaştıkları zaman hiç
konuşmasalar bile, 
göz göze
gelmeleri kâfidir.
Çünkü Cenâb-ı Hakk onların 
gönüllerine nazarlarıyla
 tecelli eder.
Her an birbirlerine 
kavuşmak isterler.

Aslında Allah için olan 
sevginin 
menşei Rabbü’l-Âlemîn’den
 sonra
Rasûl-i Kibriyâ’dır. 
Cenâb-ı Hakk’ın 
mü’minlere vermiş olduğu 
aşkın nuru, 
Rasûlullah (s.a.v)
vasıtasıyla gelir. 
Rasûlullah 
olmadan bu iş muhaldir. 
Allah Teâlâ,
mecazî aşkın kaynağına, 
Mekke-i 
Mükerreme’de 
gerçekleşen şu 
hadisede
 Rasûl-i Ekrem’in nurunu
me’haz kılmıştır.
 İlâhî aşkın
kaynağını da her 
şeyin yaratılmasına 
sebep olan Habîb-i 
Müctebâ olarak 
takdîr etmiştir.

Efendimiz (s.a.v) 
daha dünyaya 
gelmeden babası 
Hz. Abdullah,
 Mekke sokaklarında 
dolaşırken
 çok zengin ve güzel 
bir kadın,
 Hz. Abdullah’ı çağırarak:

- “Benim yanıma gelip, bir zaman
 benimle beraber kalırsan, sana
 çok fazla para ve hediye 
vereceğim.” der; ama
 Hz. Abdullah:

- “Ben Allah’tan korkarım!” 
diyerek
 bu teklifi reddeder.
 Bilahare 
Hz. Âmine Hatun’la 
evlenir ve 
taşıdığı Rasûl-i Ekrem’in nuru 
Hz. Âmine’ye intikal eder. 
Aradan 
bir zaman geçtikten 
sonra o 
kadınla tekrar karşılaşır.
 Kadın
 Hz. Abdullah’a iltifat etmeyip, 
konuşmaz bile… 
Bu durum
 Hz. Abdullah’ın 
hayretini 
mucip olur.
 Kadına der ki:

- “Yoksa sen de mi Allah’tan 
korkup bu kötü işleri bıraktın?” 
Kadın ise:

- “Hayır! Ben senin alnında
 büyük,
 parlak bir nur görüyordum. 
Benim 
iştiyakım o nura idi;
 ama şimdi
 sende o nuru göremiyorum. 
Göremediğim için
 de sana iltifat etmedim.” der.

İşte Rasûl-i Kibriyâ daha 
dünyaya 
teşrif etmeden taşıdığı
 nurundan
 dolayı mecazî bir 
aşkın me’hazı (kaynağı)
 olmuştur. Ya ilâhî aşk? 
O daha başkadır.

Rasûlullah Efendimiz 
Uhud harbinde
 iken Hanım Sahâbîler 
Medine’de 
kalmıştı. Medine’ye ise 
harpte
 Müslümanların 
mağlup duruma 
düştüğü, hatta Efendimiz 
(s.a.v)’in 
şehîd olduğu 
haberi ulaşmıştı. Ümmü
 Süleym (r.anhâ)
 bu haberi alır almaz er meydanı 
Uhud’a koştu. Yolda diğer 
Sahâbîler ona önce
 çocuklarının, 
sonra kardeşinin, daha 
sonra da kocasının 
öldüğü haberini verdiler; 
fakat o 
bunların hiç birisine üzülmüyor 
hep
 Rasûlullah’ı soruyordu. 
Herkese:
 “Nerede Rasûlullah?” 
diyordu. Ta ki Efendimiz’i 
(s.a.v) görene kadar hiç
 bir şey onu teskin edemedi; 
ama
 Rasûl-i Kibriya’yı 
görünce ne 
kardeşini, ne evladını, 
ne de kocasını
 hiç düşünmedi. 
O’nu bu denli
 Allah’a bağlayan,
 Rasûl-i Ekrem
 Efendimiz’in sevgisi idi.

Zira böyle bir metaneti 
gösterebilmek 
için çok büyük bir ilâhî 
aşk gerekir.
 İşte o ilâhî aşkın Allah’tan sonra 
kaynağı Rasûl-i Ekrem Efendimiz’dir. 
Rasûlullah’tan 
sonra aşkın merkezi
 Hz. Fâtımâ’dır. Çünkü Hz. 
Fâtımâ nübüvvetten parçadır. Bütün
 insanlara aşk Rasûl-i Kibriyâ’dan 
sonra Hz. Fâtımâ’dan ve Rasûlullah 
(s.a.v)’in dünyadaki o zamanın 
halîfesinden gelir ve insanlara dağılır.

Vallâhu a’lemu bi-murâdihî.
Ve’s-selâmu alâ men ittebea’l-hüdâ.


Kaynaklar:

1. “Adam mescide gider, 
namaz kılar da Allah 
indinde sivrisinek 
kanadı kadar kıymeti olmaz. 
(Kimi) 
adam da mescide gelir
 namaz kılar 
da akılca daha güzel olursa 
namazı 
Uhud dağı kadar kıymetli
 olur. “Akılca 
daha güzel nasıl olur?” 
diye soruldu.
 Buyurdu ki:
 Akılca daha güzel olan
 amel ve nafile 
bakımından daha az
 olsa bile Allah’ın
 haram kıldıklarından 
en çok sakınan ve
 hayır yollarına daha
 hırslı olan kimedir.” 
(Hakim, Hz. Ebû Hamid
 es-Sâidi (
r.a.)’dan rivayet etmiştir.)
“Dinin direği ve esası:
 Allah’ı tanımak, 
yakîn ve faydalı akıldır.
 Denildi ki:
 “Faydalı akıl nedir?
” Buyurdu ki:
 “Allah’a isyandan 
elini çekmek 
ve Azizve Celil olan Allah’a 
taate harîs 
(müdavim ve gayretli)
 olmaktır.” 
(Deylemî, Hz. Âişe 
(r.anhâ)’dan rivayet etmiştir.)
2. İbn-i Ebî Hâtim; 
İbn-i Adiyy.
3. Müslim, Îmân 1.
4. Bkz. el-Bihâr, 68/23.
5. el-Fecr, 89/27, 28.
6. Buhârî, Tevhid 33.

 

                BİR DUA

 


Sana Yüregimi uzatiyorum Ya Rab!!! Sana verebilecegim tek sey, Seni seven
 bir yürek. Yüzünün karasina, 
eksiklerinin cokluguna bakma bu 
kulunun ne olur! Onca güzel kulunun
 yaninda tek bir amelim cikmaz su 
günah dolu kefemden, Ama sadece 
sevgimi koy mizanina! Duru tertemiz 
sirksiz sevgimi! Sonra Seni seven 
bu kulunu at istersen narina! Ama
 sadece bir kez yüzüme bak Allahim
 "Biz onlarin yüzlerine bile 
bakmayiz" dediklerinden eyleme!! 
Ben acizim,
 Sen kudretli, Ben eksigim, Sen kuvvetli, 
Ben bir hicim, Sen ise Alemlerin Sahibi! 
Senden sevgini, Seni sevenlerin 
sevgisini ve bizi Sana ulastiracak 
amellerin sevgisini istiyorum Allahim! 
Son animi hayatimin en 
güzel ani eyle! Imtihanlarini 
basari ile veren, Acilara 
sikintilara tahammül eden ve dünyaya 
metelik vermeyenlerden eyle! 
Sana kul, Habibine 
ümmet eyle! 
A M I N

 

 

ALLAH(C.C.)!! DUA

 

 

ALLAH(c.c.)!
Sensin Allah(c.c.) Sanadır kulluğum..
Sendedir çarem Seninledir varlığım..
Seni arar ruhum Seni anar kalbim..
Başkasına değil Sana muhtacım..
Başkasını değil Seni çağırırım..
Başkası yaratılmıştır 
Sen yaradansın..
Başkası devamsızdır 
Sen daimsin ve daim eyleyensin..
Başkaları muhtaçtır Sen
 ihtiyaçsızsın ihtiyaçları görensin..
Başka ilah yok Sen Allah(cc..)sin..
Sen ki eşi benzeri olmayansın..
Sen ki bütün eksiksiz sıfatların sahibisin..
Cemaline çevir yüzümü
 başkasına rağbet ettirme kalbimi..

(Âmin)

 

 

 

ALLAHIM...(DUA)

 

 

ALLAHIM ! 

BANA ÖYLE BİR GÖNÜL VER Kİ: 

Bir kuruluşun tepe
 noktasında 
yetkili olsam bile, 
bunu asla başka şekilde 
kullanmamalıyım. 
Günlük yaşamda "ben" yerine, 
daha çok "sen" sözcüğünü
 kullanabileyim... 

BANA ÖYLE BİR SEVGİ VER Kİ: 

Sonsuz bir hazine gibi bitmesin, 
çoğalsın daha da sevdikçe, 
doldursun sarsın çevremi. 
Hatta düşmanlarımı da sevebileyim... 

BANA ÖYLE BİR GÜÇ VER Kİ: 

Herkesten daha çok çalışabileyim,
 tutsak düşmeyeyim 
doğanın koşullarına, eşim 
ve çocuklarımı da mutlu et ki, 
mutluluğu başkalarına da 
götürebileyim... 

BANA ÖYLE BİR SAĞLIK VER Kİ: 

Düşünebileyim, konuşabileyim. 

BANA ÖYLE BİR ERDEM VER Kİ: 

İbadet edebileyim, iyilik
 etmeyi ve sevinçten buğulanmış 
gözlerle, teşekkür 
edenlere; 
bir şey yapmadım,
 anımsamıyorum diyebileyim. 

BANA ÖYLE BİR YETENEK VER Kİ: 

İyi eş, baba, anne, iyi komşu,
 iyi arkadaş, iyi vatandaş olabileyim. 

BANA ÖYLE BİR UMUT VER Kİ: 

Bugüne kadar yapmış
 olduğum hatalar için 
karamsarlığa düşmeyeyim,
 herşeyden aklanmış 
olarak yaşama 
yeniden başlamak üzere 
bağışlanabileceğimi bileyim. 

BANA ÖYLE BİR ANLAYIŞ VER Kİ: 

düşünebildiğim, yargılayabildiğim,
 inandığım, kahrolduğum, 
varolduğum şu 
anda bu sözleri söyleyebildiğim 
için şükredebileyim. 

BANA ÖYLE BİR TALİH VER Kİ : 

Yıllar sonra beni hatırlayanlar
 "herkese iyilik eden, tüm 
insanları seven, 
o düzeyde de sevilen bir 
kişiydi " diye konuşsanlar ve
 ben de huzur içinde 
olabileyim. 

BANA ÖYLE BİR İRADE VER Kİ: 

Birgün yenilip, içimdeki şeytanın
 kurallarına doğru yönelirsem; 
bu bir düşünce ise düşüncemi,
 bu bir adım ise ayağımı, bu bir 
uzanma ise 
elimi durdurabileyim. 

BANA ÖYLE BİR SABIR VER Kİ: 

Sükûneti bulayım, durabileyim,
 düşünebileyim


 

 

ALLAH'IM!!! 

 

 


ALLAH'ım!
Bana dilimle değil, halimle
 vazetmeyi nasip eyle,


ALLAH'ım!
Bana bir insanın elinden tutmadan
 önce, kalbinden tutmanın 
sırlarını öğret,


ALLAH'ım!
Okuma, öğrenme, öğrendiklerimizi 
uygulama aşkımızı ,salgın ve 
saygın bir hastalığa dönüştür,



ALLAH'ım!
Dinimizi dünyanın mehri yapmaktan, 
acıkınca da inançlarımızı
 yemekten cümlemizi muhafaza eyle,


ALLAH'ım!
Beni, beni benim önüme engel 
olmaktan,

Beni, benim hayatımın kemirgeni 
olmaktan,

Beni, bana yalan söylemekten
 muhafaza eyle,


ALLAH'ım!
Bakışımızı ibret,
Sukutumuzu hikmet,
Konuşmamızı sanat ve marifete
 dönüştür,


ALLAH'ım!
Boşa bakanlardan,
Boşa susanlardan,
Boşa konuşanlardan 
eyleme,


ALLAH'ım!
Zenginlerimizi hamiyetsiz,
Fakirlerimizi gayretsiz,
Alimlerimizi amelsiz,
İdarecilerimizi 
adaletsiz bırakma,


ALLAH'ım!
İdarecilerimizin, feraset,
 merhamet ve basiretini,

Halkımızın da hürmet, hizmet ve 
hamiyetini artır



ALLAH'ım!
Semalarımızı bayraksız, bizleri
 hürriyetsiz, camilerimizi
 cemaatsız, cemaatimizi de ilim
 ve hikmetsiz bırakma,



ALLAH'ım!
Dahili ve harici düşmanlardan 
sana sığındığımız gibi; cehaletin,tembelliğin,zaman i
srafının şerrinden de sana 
sığınıyoruz, bizleri 
muhafaza eyle,



ALLAH'ım!
Önce Hak'tan, sonra 
haksızlıktan korkmayı nasip eyle,




ALLAH'ım!
Yetenek israfından,
Kapasite israfından,
Zaman israfından ve israfın her 
türlüsünden muhafaza eyle


ALLAH'ım!
Ertelemekten, üşenmekten, 
yılmaktan, vazgeçmekten, yarına
 bırakmaktan ve buna benzer
 hastalıkların şerrinden
 muhafaza eyle.

Bu hastalıklara karşı Alim,
 Hakim ve Şafi isimlerinden acilen 
şifalar ihsan eyle


ALLAH'ım!
Beynimizi, malumat ishali olmaktan,
Aklımızı, öfkenin esiri olmaktan,
Bedenimizi, şehvetin kölesi olmaktan,
Midemizi, depo haline 
gelmekten muhafaza eyle


Amin..

   
Bugün 1 ziyaretçi (20 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol